Deniz Salyası için ortak eylem planı yolda
Marmara Denizi’nde ortaya çıkan deniz salyası, Marmara Belediyeler Birliğinin
düzenlediği çevrimiçi seminerde konuşuldu. Akademi, yerel yönetim, balıkçılık
sektörü ve STK’ların bir araya geldiği ve açılış konuşmasını MBB ve Kocaeli
Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın’ın yaptığı seminerde
Marmara Denizi’nde meydana gelen ve son günlerde etkisini iyice artıran deniz
salyası problemi gündeme getirildi. Büyükakın, bu probleme ilişkin geliştirilecek
ortak eylem planının detaylarını açıkladı.
GÜNCEL DURUM PAYLAŞILDI
Marmara Denizi'nde organik yüklerden kaynaklanan ve deniz salyası olarak da
bilinen müsilaj varlığı, daha önce muhtelif zamanlarda da olduğu gibi öncelikli
olarak deniz ekosistemini tehdit etmekte, ayrıca deniz yüzeyinde meydana
getirdiği görüntü ile rahatsızlık oluşturmaktadır. Bu kapsamda, konuyu etraflıca
ele alındığı çevrimiçi seminerde Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neslihan
Özdelice, Sualtı Fotoğraf ve Filmcileri Derneği Başkanı Ateş Evirgen, Marmara
Adası ve Köyleri Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Engin Algan ve Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Mesut Önem
konuya ilişkin güncel durumu katılımcılarla paylaştı.
“EYLEM PLANI HAZIRLANMASI ILE İLGILI SÜRECI BAŞLATTIK”
MBB ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, tarım
ve endüstri politikaları, atıksu arıtımı ve gemilerden kaynaklanan sorunlar
başta olmak üzere müsilajın nedenlerine değinerek bunun çok boyutlu
interdisipliner bir konu olduğunu söyledi. Müsilaj sorununun ancak bölgesel
düzeyde tüm paydaşların ve yerel yönetimlerin katılımıyla bir eylem planı
kapsamında çözülebileceğini söyleyen Büyükakın, kontrol edilebilen faktörlere
ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, belediyeler ve ilgili üniversitelerin
ilgili departmanlarıyla işbirliği içinde bilimsel bir heyet önderliğinde müsilajla
mücadele için yeni bir eylem planı oluşturulması için mutabakata vardıklarını
ifade etti.
“KASIM AYINDAN BU YANA MÜSİLAJ SORUNU İLE YOĞUN BİR
ŞEKİLDE KARŞI KARŞIYAYIZ”
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Mustafa Sarı, müsilajın uzun süredir sorun teşkil ettiğini ancak kıyılara
vurmasıyla birlikte gündeme düştüğünü belirtti. Hızlı koordinasyondan dolayı
MBB’ye teşekkür eden Sarı, müsilaj ile ilgili bilgiler verdi. Sarı;
“Marmara
Denizi’nde 15-25 derinliğe kadar ışık giriyor. Müsilaj oluşumu için deniz
sıcaklığının ortalama sıcaklıktan fazla olması, denizin durağan olması ve besin
elementinin fazla olması gerekiyor. Marmara Denizi’nin tüm bu şartları
sağladığını görüyoruz. Besin elementi nerde yoğunsa bitkiler orada
yoğunlaşıyor ve karşımıza devasa bir sorun çıkıyor. Ekolojik olarak Marmara
Denizi çok kötü etkileniyor.”
şeklinde konuştu
Marmara Denizi için yeni normale ihtiyacımızın olduğunu ve tedbirler alınması
gerektiğini söyleyen Sarı,
“Arıtılmadan denize derin deşarjla salınan atıklara
son verilmeli, evsel ve endüstriyel atıkların deşarjdan önce kimyasal yükü en
az düzeye indirecek ileri arıtmaya tabi tutulmalı, Marmara Denizi havzasında
bulunan bütün akarsu ağının atık yükü azaltılmalı, tarımsal üretimde iyi tarım
uygulamalarına geçilerek gübre ve ilaç kullanımı kademeli olarak azaltılmalı,
Marmara Denizi için bütüncül bir yaklaşımla yeni, iklim değişimini dikkate alan
bir atık yönetim politikası benimsenmeli ve bir müsilaj acil eylem planı
hazırlanmalı”
dedi.
“MÜSILAJ ORTAMDAKI CANLILARA YAPIŞARAK ONLARI ÖLDÜRÜYOR”
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı
Başkanı Prof. Dr. Neslihan Özdelice, “Müsilajın iç yapısına bakacak olurak
çeşitli deniz organizmaları ve tek hücreli canlılar tarafından üretiliyor. Organik
bir maddedir ve suda köpürme meydana getiriyor. Yapışıcı olduğu için
ortamdaki canlılara yapışıyor. Kimyasal yapısın bakarsak yüksek moleküler
ağırlılı polisakkaritlerden oluşuyor. Müsilajın metal ve toksik metal bağlama
kapasitesi yüksek oranda oluyor. Suda bakır ve kurşun gibi toksik metal
bulunması drumunda tek hücreli canlılar müsilaj salınımını artırıyor ve bu da
bakterilerin artmasına yol açıyor.
SUALTINDAN MÜSİLAJ MANZARALARI SUNULDU
Sualtı Fotoğraf ve Filmcileri Derneği Başkanı Ateş Evirgen fotoğraflar ve
videolar ile denizin içinde ve dibindeki müsilaj oluşumunu katılımcılara
gösterdi. Marmara Denizi’nin büyük bir müsilaj tehdidi altında olduğunu
söyleyen Evirgen, müsilajın balıkların yuvalarını kapladığını, dipteki
hayvanların her birinin müsilaj ile tanışmış durumda olduğunu, deniz
salyangozu yumurtası ve yumuşak mercanlar gibi denizin en kıymetli
canlılarının müsilaj ile kaplandığını, midye popülasyonunun çok cidi tehdit
altında olduğunu söyledi.
“MARMARA DENIZI’NDE BALIKÇILIK MÜSILAJ YÜZÜNDEN
YAPILAMIYOR”
Marmara Adası ve Köyleri Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Engin Algan,
balıkçılık sektörünün müsilaj nedenli mağduriyetini dile getirdi. Algan,
“Her bir
teknede yaklaşık 25 sigortalı işçi çalışıyor. Kasım ayından beri çalışamaz
duruma geldik ve birçok tekne Marmara Denizi’ni terketti. Bütün balıkçı
teknelerinin yüzde 20’si ağlarını yırtarak tekneye çekti. Bunlar dikildi ertesi gün
gene yırtıldı. Marmara Denizindeki balıkçı tekneleri bu işten mağdur oldu. 3 ay
sonra balık sezonu başlayacak. Bu sezonun elemanlarını 1 ay öncesinden
almak zorundayız. Gene aynı durumla karşılaşmak istemiyoruz. Bir çok
teknenin ağları müsilajdan dolayı denizin dibinde duruyor. Suyun yüzeyine
çıktıktan sonra herkes bu sorunun farkına vardı. Eylül ayı itibariyle bu sorunun
devam edeceğini düşünüyorum. Türkiye’de kontrollü balık avcılığı yok.
Bununla ilgili kota getirilmesi lazım. Ağ derinliklerinei balık miktarına kota
getirilmeli. Solayısıyla yetkililerin acil önlem almalarını bekliyoruz”
dedi.
KOCAELI BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI 2006 YILINDAN BU YANA
MÜCADELE EDIYOR
Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin İzmit Körfezi’nde müsilaja ilişkin yaptığı
çalışmaları anlatan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol
Dairesi Başkanı Mesut Önem, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile
birlikte 2004 yılında İzmit Körfezi ile ilgili yönetim sürecinin başladığını, 2006
yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Kocaeli Büyükşehir
Belediyesi’ne gemi ve deniz araçlarına yönelik idari yaptırım yetkisi verilmesi
ile de sürecin devam ettiğini söyledi. Önem,
“2007 yılında gözlenen müsilaj
olayı ile birlikte TÜBİTAK-MAM ile bilimsel çalışmalar başlatıldı. Su kalitesinin
kesintisiz izlenmesi ile Türkiye’deki en uzun ve kesintisiz su kalitesi izleme
veriseti Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde bulunuyor. Bunlar her yıl sonu
değerlendiriliyor ve planlama çalışmalarında kullanılıyor”
dedi. Mesut Önem,
deniz süpürgeleri ile müdahale ederek deniz yüzeyinden bu süreçte yaklaşık
150 ton müsilaj topladıklarını belirtti.